POSITRONIC FEED

an existentialist prick's babble

Wednesday, April 06, 2005

İMKANSIZLIKLAR vs UMUTLAR

Sen misin şu ışığa eğilen güzel çiçek
Ben miyim bu ateşine hasret yangın
Önümüzde silik birkaç iz
İmkansızlığa abideyiz

Bu sessiz yangının gazabından beni koru
Güneş gibi doğmak istiyorum sana doğru
Sen eğme boynunu yeter ki gülüm
Ben güneşsem sana eğilirim ömür boyu

Yanındayım hep, gözlerim sende
Kırpmaya korkuyorum kaybolursun diye
Sen uzaklara takılıp kalmışsın
Varlığımı önemsemiyorsun bile

Olsam kaç kuruş olmasam kaç kuruş
Ben gözlerinin içine bakınca yaşıyorum
Aşkından muzdarip bir baykuş
Gecenin bir yarısı sana şiir yazıyorum

Nasıl vazgeçilir senden bilmem ki
Yok mu aşkın kullanım kılavuzu
Mükemmele yaklaşmışsan bir kez
Kolay kolay vazgeçilir mi

Bir hayalim var senle ben yanyana
Duruyoruz fırtınanın ortasında
Etrafımızda dünyam yıkılıyor
Tanıdıklarım perişan bir tarafta

Yıkılmış her hayalim acımasızca
Elimi tutuyorsun usulca
Gözlerime bakıyorsun ilk defa
Sessizce akıyor gözyaşlarım
Hiç sarılmamışım gibi sarılıyorum sana
Bedeninde devam ediyor gözyaşım yolculuğuna

Açıyorum gözlerimi yavaşça
Hiçbirşey kalmamış etrafımda
Hayallerimin çölünde sen ve ben yalnızca
Dudaklarından içiyorum aşkı kana kana

Açıyorum gözlerimi yavaşaça
Önümde bir fotoğrafın kahkahalarla usulca
Gözlerimden ıslanmış bir sayfa
Bir kalem titreyen parmaklarımın arasında

Yürünmez gerçek ve hayal arasındaki yollar
Aşılmaz önüme dizdiğin sıradağlar
Devam etmek geri dönmekten kolay
Senin sıradağlarında kaybolmak var

Belki bir gün okursun bunları, kim bilir
Böyle küçük ihtimaller azdırır ümit denden hastalığı
Ya da hep saklarım yazdıklarımı
Bu satırlar bitirir bu şiirin azabını

1 Comments:

Post a Comment

<< Home